Yazıcıoğlu Suikastı Davasında Zamanaşımı: Adaletin Peşinden Gidemedik
BBP Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun 25 Mart 2009’daki helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından yıllardır süren soruşturma ve dava süreci, önemli bir dönüm noktasına geldi. Ancak, 12 yılın ardından yaşanan zamanaşımı nedeniyle davada yeni bir gelişme yaşandı. Bir Siyasetçinin Hedef Alınması ve Adaletin Gölgelenmesi Yazıcıoğlu’nun suikasta uğrayarak hayatını kaybetmesinin ardından, birçok üst düzey kamu görevlisi hakkında yargı süreci başlatılmıştı. Kahramanmaraş Valisi ve Jandarma Komutanı gibi önemli isimlerin yargılanması, halkın adalet arayışını artırmıştı. Ancak, davanın 12 yıl sonra zamanaşımı nedeniyle askıya alınması, adaletin tecelli etmesine olan büyük bir engel oldu. Sessiz Kalmak Mümkün Mü? Bu karara sessiz kalmak mümkün değil. Türkiye’nin en sevilen, en güvenilir siyasetçilerinden birinin ölümünün ardından, faillerin hâlâ bulunamaması, milyonlarca vatandaşın adalet arayışını boşa çıkarıyor. Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin ölümünden sonra yıllarca süren soruşturmalara rağmen, suçluların bulunmaması, kamu vicdanını derinden yaralıyor. Hem siyaseten hem de insani açıdan bu davanın peşinden gitmek, her Türk vatandaşının hakkıdır. Türk Milleti Adalet Bekliyor Türk milleti, yıllarca sabırla adaletin tecelli etmesini bekledi. Ancak, bu süreçte yaşanan gecikmeler ve zamanaşımı kararı, toplumsal huzursuzluğu daha da artırdı. Yazıcıoğlu’nun suikastının faillerinin ortaya çıkmaması, yalnızca ailesini değil, tüm Türk milletini derinden üzmüştür. Adaletin sağlanması, sadece bir kişinin değil, toplumun huzurunu temin etmek için de gereklidir. Bu kararı verenlerin ve sessiz kalanların, halkın vicdanında her zaman bir soru işareti olarak kalacakları kesindir. Adalet Umudu Son Nefese Kadar Sürüyor Zamanaşımı kararının ardından, kamuoyunda oluşan tepkiler, adaletin sağlanması yönünde güçlü bir taleple birleşiyor. Kimse, bu davanın adaletle sonuçlanmayacağına inanmak istemiyor. Halk, sorumluların bir gün hesap vermesi için mücadele etmeye devam edecektir. Yazıcıoğlu’nun ölümüne adaletin ulaşması, sadece bir soruşturma dosyasının kapanması değil; Türk milletinin adalet arayışının bir simgesi olacaktır.
