CHP lideri Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun görevden alınması ve tutuklanma ihtimaline karşı yaptığı boykot çağrısıyla gündeme oturdu. İlk bakışta, basın kuruluşlarının protestoları görmezden gelmesini hedef almak mantıklı ve haklı bir duruş gibi görünüyordu. Ancak boykot listesi açıklandığında işin rengi değişti ve “Bu listede kimler var, neden var?” soruları yükselmeye başladı.
Boykot Listesinde Kafa Karıştıran Markalar
Özel ve ekibi, bağımsız gazeteciliği baltalayan, muhalif sesleri susturan medya patronlarına ekonomik baskı kurmak için boykotun etkili bir yöntem olacağını düşündü. Ancak listedeki bazı markaların basın-yayınla hiçbir ilgisi olmaması eleştirileri beraberinde getirdi. Özellikle bir kafe zincirinin, hangi gerekçeyle boykot edildiği anlaşılamadı. Medya ile doğrudan bağı olmayan bu ve benzeri markaların listeye eklenmesi, boykotun amatörce hazırlandığı ve “belki de başka bir amacı olduğu” yönünde yorumlara neden oldu.
Boykot, Ters Tepip Reklama mı Dönüştü?
Bu tür yanlış yönlendirmeler, boykotun amacına ulaşmasını engellemekle kalmadı, bazı markaların satışlarını artırdı. Starbucks’ı İsrail desteği nedeniyle boykot edenler, bu duruşlarını medeni bir protesto olarak savunuyordu. Ancak sıra yerli bir markaya gelince, bazıları medeni tepkilerini bir kenara bırakıp haksızlığa uğrayan markaya destek olmaya başladı. Sonuç olarak, boykot edilen bazı firmalar tarihlerindeki en yüksek satış oranlarını yakalamış olabilir.
Oyak ve İpragaz Karmaşası
Boykot listesindeki en büyük gaflardan biri de Oyak bünyesindeki İpragaz’ın yanlışlıkla Demirören Grubu’na ait sanılmasıydı. Özgür Özel, bu hatanın farkına son anda vararak geri adım attı ama iş işten geçmişti. Olay, boykotun yeterince araştırılmadan, aceleyle ve panikle yapıldığını gösterdi. Medya patronlarını protesto etmeye çalışırken, aslında ilgisiz firmaları hedef almak, boykotun ciddiyetini zedeledi.
Boykotun Asıl Amacı Ne?
Bu noktada birçok kişi, Özel’in gerçekten medyayı mı yoksa daha geniş bir ekonomik-politik mesaj mı vermeye çalıştığını sorgulamaya başladı. Listeye dahil edilen bazı şirketler, özellikle CHP karşıtı iş insanlarına ait olduğu için, bu boykotun salt bir medya tepkisi değil, ekonomik bir mücadele alanı olarak kurgulandığı iddiaları güçlendi.
Sonuç: Düşüncesi Güzel, Uygulaması Fiyasko
Özgür Özel’in medya sansürüne karşı başlattığı boykot, fikren doğru ama uygulamada tam anlamıyla bir fiyasko oldu. Yanlış hedefler, plansız listeleme ve ters etki yapan satış artışları, bu protestoyu bir “stratejik hata” olarak kayıtlara geçirdi. Üstelik, bu tür yanlış yönlendirilmiş kampanyalar, CHP’nin ciddi bir muhalefet çizgisi oluşturmasını da zorlaştırıyor.
Sonuç olarak, bu boykot CHP’ye ne kazandırdı derseniz, muhtemelen hiçbir şey. Ama bazı markalara beklenmedik bir reklam kazandırdığı kesin.
4o