Myanmar, 7.7 büyüklüğündeki depremin yıkıcı etkilerini atlatmaya çalışırken, ülkedeki iç savaş felaketi daha da derinleştiriyor. En az 3.085 kişinin hayatını kaybettiği, 4.715 kişinin yaralandığı ve yüzlerce insanın kaybolduğu felaket sonrası, bölgedeki insani yardım çabaları büyük engellerle karşı karşıya.
Yardım Konvoylarına Silahlı Saldırı!
Depremin en çok vurduğu bölgelerden biri olan Shan Eyaleti’nde, Myanmar Kızılhaçı’na (MRCS) ait yardım konvoylarına silahlı saldırı düzenlendi. Çin’den gelen gıda, tıbbi malzeme ve çadır taşıyan konvoylar, Myanmar ordusuna bağlı birlikler tarafından uyarı ateşiyle karşılandı. Yardım çalışmaları, hem askeri cunta güçlerinin hem de bölgedeki silahlı isyancı grupların oluşturduğu tehdit nedeniyle büyük ölçüde sekteye uğradı.
Özellikle Sagaing bölgesinde, askeri yönetim ve isyancı gruplar arasında devam eden çatışmalar nedeniyle uluslararası yardım kuruluşları bölgeye girmekte zorlanıyor. Şu ana kadar yardımların büyük bir kısmı ulaştırılamamış durumda ve enkaz altında kalan binlerce kişi, yiyecek ve su sıkıntısıyla mücadele ediyor.
Depremle Beraber Gelen Çifte Kriz
Myanmar’da yıllardır süren askeri darbe yönetimi ve iç savaş ortamı, deprem sonrası toparlanmayı daha da güçleştiriyor. Halihazırda temel sağlık hizmetlerine erişimde büyük sorunlar yaşanırken, depremden sonra birçok hastane ve sağlık ocağı kullanılamaz hale geldi. İnsanlar açık alanlarda tedavi edilmeye çalışılıyor, ancak tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle müdahaleler yetersiz kalıyor.
Ayrıca, barınma konusunda büyük bir kriz yaşanıyor. Bölgedeki evlerin çoğu ya tamamen yıkılmış ya da ağır hasar almış durumda. Çadır ve geçici barınma alanlarının kurulması için büyük bir uluslararası destek gerekirken, hükümetin ve askeri cunta yönetiminin bu süreçte yetersiz kaldığı gözlemleniyor.
Uluslararası Destek Yetersiz Kaldı
Çin, Myanmar’a 100 milyon yuan değerinde insani yardım sağlarken, ABD’nin bölgeye yardım ulaştırma çabaları bürokratik engeller nedeniyle gecikti. Avrupa ülkelerinden ise sınırlı düzeyde destek sağlandı. Myanmar’daki siyasi belirsizlik ve savaş durumu, uluslararası kuruluşların harekete geçmesini zorlaştırıyor.
Ancak halkın en büyük tepkisi kendi yönetimine karşı. Askeri cunta yönetiminin, önceliği halkın güvenliği ve insani yardımlara destek vermek yerine, askeri operasyonlarını sürdürmeye vermesi büyük bir öfkeye neden oluyor.
Myanmar Nereye Gidiyor?
Depremin yıkıcı etkileriyle boğuşan Myanmar halkı, şimdi de yardımlara ulaşamamanın çaresizliği içinde. Bir yanda doğal afetin getirdiği yıkım, diğer yanda yıllardır süren iç savaşın neden olduğu kaos ortamı, ülkeyi tam anlamıyla bir çıkmaza sürüklüyor.
Uluslararası toplumun, Myanmar’daki insani krize daha fazla duyarlılık göstermesi ve siyasi çıkar hesaplarından bağımsız olarak bölgeye yardım ulaştırmak için yeni yollar bulması gerekiyor. Aksi halde, bu felaket sadece bir doğa olayı olarak kalmayacak, aynı zamanda büyük bir insanlık trajedisine dönüşecek.
