İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sabah saatlerinde evine düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Türkiye’yi sarsan bu gelişme, hem siyasi hem de hukuki anlamda geniş yankı uyandırdı. Gözaltı kararının ardından İstanbul’da güvenlik önlemleri artırılırken, muhalefet partileri ve uluslararası kuruluşlardan art arda açıklamalar geldi.
Operasyonun Arka Planı ve Soruşturmanın Seyri
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, İmamoğlu ve İBB bünyesindeki bazı üst düzey yöneticilere yönelik “yolsuzluk”, “ihaleye fesat karıştırma”, “terör örgütüne yardım” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamaları yöneltiliyor.
İddialara göre, İBB iştirak şirketleri aracılığıyla bazı derneklere usulsüz finansman sağlandığı, belirli müteahhit firmaların ihalelerden haksız kazanç elde ettiği ve belediyenin bazı projelerinde kaynakların amacı dışında kullanıldığı öne sürülüyor. Ayrıca, belediye bünyesinde işe alınan bazı kişilerin yasa dışı örgütlerle bağlantılı olduğuna dair istihbarat raporları bulunduğu belirtiliyor.
Savcılık tarafından yapılan açıklamada, İBB’nin 2019’dan bu yana yürüttüğü bazı büyük ölçekli projelerle ilgili olarak şüpheli harcamalar tespit edildiği ve usulsüzlük şüphesiyle soruşturmanın derinleştirildiği ifade edildi.
Gözaltı Süreci ve Hukuki Adımlar
Ekrem İmamoğlu’nun evinde yapılan arama sırasında, belediye ile ilgili bazı evraklara ve dijital materyallere el konuldu. Eş zamanlı olarak İBB binasında ve ilgili iştiraklerde de geniş çaplı incelemeler yapıldığı bildirildi. Gözaltına alınan diğer isimler arasında, İBB’nin bazı daire başkanları ve üst düzey yöneticilerinin yanı sıra, belediyenin mali işlerinden sorumlu yöneticiler de bulunuyor.
Savcılık, gözaltına alınan isimlerin 48 saat içinde ifadelerinin alınacağını ve ardından mahkemeye sevk edilip edilmeyeceklerine karar verileceğini belirtti. İmamoğlu’nun avukatları ise, bu sürecin tamamen siyasi bir operasyon olduğunu vurgulayarak, dosyada ciddi bir delil bulunmadığını savundu.
Siyasi ve Toplumsal Tepkiler
İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye’de siyasi gerilimi üst seviyeye taşıdı. CHP Genel Başkanı ve parti yönetimi, bu hamlenin “seçimlere yönelik bir müdahale” olduğunu belirterek, halkı demokratik haklarını kullanmaya ve tepkilerini göstermeye çağırdı. CHP ve diğer muhalefet partileri, bu gelişmeyi “demokrasinin rafa kaldırılması” olarak değerlendirerek, geniş çaplı protestolar düzenleyeceklerini açıkladılar.
Hükümet kanadı ise, hukukun üstünlüğü ilkesine vurgu yaparak, yürütülen soruşturmanın tamamen bağımsız yargı tarafından yürütüldüğünü ve herkesin yargı önünde eşit olduğunu savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili önümüzdeki günlerde bir açıklama yapması bekleniyor.
Sokaklarda ise hareketlilik artmaya başladı. İstanbul’un birçok noktasında vatandaşlar İmamoğlu’na destek için sokağa çıkarken, polis ve güvenlik güçleri olası olaylara karşı yoğun önlemler aldı. Taksim, Saraçhane ve Kadıköy gibi bölgelerde yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekiyor.
Uluslararası Tepkiler ve Ekonomik Etkiler
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması uluslararası kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı. Avrupa Birliği yetkilileri, Türkiye’deki demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri konusunda endişelerini dile getirerek süreci yakından takip ettiklerini belirtti. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Türkiye’de siyasi figürlere yönelik hukuki süreçlerin bağımsız ve şeffaf olması gerektiğini” vurgulayan bir açıklama yaptı.
Ayrıca, bu gelişme Türkiye ekonomisini de etkiledi. İstanbul Borsası’nda gün içerisinde ciddi dalgalanmalar yaşanırken, Türk Lirası’nda ani değer kayıpları görüldü. Yabancı yatırımcıların siyasi belirsizlik nedeniyle endişeye kapıldığı ve önümüzdeki günlerde piyasalarda daha büyük dalgalanmalar yaşanabileceği belirtiliyor.
Sonraki Adımlar: İmamoğlu’nun Geleceği Ne Olacak?
Gözaltı süreci tamamlandıktan sonra, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanıp tutuklanmayacağı büyük bir merak konusu. Eğer İmamoğlu tutuklanırsa, bu durum Türkiye’deki siyasi dengeleri kökten değiştirebilir. Muhalefet, geniş çaplı protestolar ve uluslararası girişimlerle bu süreci durdurmaya çalışacağını belirtiyor.
Öte yandan, CHP içindeki bazı kaynaklar, İmamoğlu’nun yaşadığı hukuki sürecin, partinin gelecekteki liderlik planlarını da etkileyebileceğini düşünüyor. Eğer İmamoğlu siyasi yasaklı hale getirilirse, muhalefetin 2028 seçimleri için planlarını tamamen değiştirmesi gerekecek.
Şu an için Türkiye siyaseti diken üstünde. Gözler, hem mahkeme sürecine hem de halkın tepkisine çevrilmiş durumda. Önümüzdeki günler, Türkiye’nin siyasi tarihine yön verecek gelişmelere sahne olabilir.