Ramazan Bayramı, tüm İslam dünyası için sevinç, dayanışma ve huzur dolu bir dönem olması gerekirken, Gazze’deki Filistinliler için yine acı, kan ve gözyaşıyla geçti. İsrail, bayramın ilk günü dahi saldırılarını sürdürerek en az 33 Filistinliyi katletti, onlarca kişiyi yaraladı. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar… Hiçbir ayrım gözetilmeksizin hedef alınan sivil yerleşim bölgeleri, bu bayramda da mezarlıklara dönüştü.
Gazze’de Bayram Sabahı: Bombaların Gölgesinde Bir Gün
Müslümanlar için birlik ve beraberlik anlamına gelen bayram, Gazze’de bir kez daha felaketle başladı. İsrail savaş uçakları, topçu birlikleri ve insansız hava araçları (İHA) sabah saatlerinden itibaren Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerini bombalamaya devam etti. Han Yunus’ta yerinden edilmiş sivillerin sığındığı çadırlar, Megazi Mülteci Kampı’nda tarım alanları ve Cibaliya bölgesindeki konutlar hedef alındı.
Sadece birkaç saat içinde onlarca insan hayatını kaybetti, çok sayıda kişi enkaz altında kaldı. Ambulanslar ve kurtarma ekipleri yetersiz, hastaneler ilaçsız ve tıbbi malzemesiz, elektrik yok, su yok… Adeta modern çağın en büyük açık hava hapishanesi haline gelen Gazze’de insanlar ölümle yaşam arasında ince bir çizgide kalmaya devam ediyor.
İsrail’den Acımasız Saldırılar: Camiler ve Hastaneler de Hedefte
İsrail’in saldırıları yalnızca yerleşim bölgeleriyle sınırlı kalmadı. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın raporlarına göre, saldırılar sonucu birçok cami yıkıldı, bir hastane ağır hasar aldı. Oysa ki uluslararası hukuka göre ibadethaneler ve sağlık merkezleri korunması gereken alanlar. Fakat İsrail, bu kuralları hiçe sayarak saldırılarını sürdürüyor.
Bayram namazına giden bazı Filistinliler, camiden döndüklerinde evlerini yerle bir olmuş halde buldu. “İsrail bizi sadece öldürmekle yetinmiyor, ibadetimizi, yasımızı, bayramımızı, yaşam hakkımızı da elimizden alıyor” diyen bir Filistinli, dünyanın sessizliğine isyan ediyor.
İsrail’in Gerekçesi Ne?
İsrail yetkilileri, saldırıların Hamas hedeflerine yönelik olduğunu savunsa da, gerçekte hedef alınan yerler çocukların oyun oynadığı sokaklar, mültecilerin sığındığı kamplar ve sivillerin evleri. ABD ve Batı dünyası ise bu katliama karşı sessizliğini koruyor.
İsrail’in “savunma” adı altında gerçekleştirdiği bu saldırılar, artık tam anlamıyla bir savaş suçu boyutuna ulaşmış durumda. Sivillerin bilinçli olarak hedef alınması, zorla yerinden edilmeleri ve altyapının yok edilmesi, savaş hukukuna aykırı olduğu gibi, insanlık vicdanına da sığmıyor.
Dünya Sessiz, Filistin Direniyor
Filistin halkı tüm bu zulme rağmen direnmeye devam ediyor. Bombaların altında kalan insanlar, tüm imkânsızlıklara rağmen sevdiklerine sarılıyor, ellerindeki son lokmayı bölüşüyor ve umutlarını diri tutmaya çalışıyor.
Ancak uluslararası toplumun bu zulme karşı tutumu hala değişmiş değil. Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlar kınama mesajları yayımlamaktan öteye geçmiyor. Filistin’de insanlar açlıktan ve bombalardan ölürken, dünya yalnızca izliyor.
Bayram, Bayram Olmadı…
Gazze’de her bayram bir yas, her gün yeni bir felaket… Bayram günü bile durmayan bombalar, bir halkın sistematik olarak yok edilmesi için atılan adımların bir parçası.
Peki, bu vahşetin sonu ne olacak? Ne zaman dünya gerçekten harekete geçecek? Ne zaman Filistinli çocuklar, bombalar yerine bayram şekeri toplayabilecek?
Gazze’de bir bayram daha geçti… Ama ne bir sevinç vardı ne de umut.