Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 15 Şubat 2025 tarihinde Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında tüzel kişilerin yeni hesap açma ve mevcut hesaplarını yenileme işlemlerini sonlandırma kararı almıştır. Bu adım, özellikle döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı alınan önlemlerin bir parçası olarak dikkat çekmektedir. KKM, ilk kez Aralık 2021’de, Türk Lirası mevduatlarını döviz kuru riskine karşı korumak amacıyla uygulanmaya başlanmıştı. Bu sistem, yerli yatırımcıları dövize karşı koruyarak TL’nin değer kaybını engellemeye yönelikti.
KKM Sisteminin Amacı ve Yapısı
Kur Korumalı Mevduat, dövizdeki artışlara karşı TL mevduat sahiplerine belirli bir güvence sunarak, yatırımcıların dövize yönelmesini engellemeyi amaçlamıştır. Bu, hem döviz talebinin kontrol altına alınmasını hem de Türkiye’nin döviz rezervlerinin korunmasını hedeflemiştir. Özellikle yüksek enflasyon ve döviz kurlarındaki volatilite, KKM sisteminin temel dayanak noktalarıdır.
Son Kararın İçeriği ve Gerekçesi
Merkez Bankası’nın aldığı son karar, tüzel kişilerin KKM hesaplarına ilişkin uygulamanın sonlanmasıdır. Bu adım, KKM’nin Türk Lirası’na yönelik olan geçiş sürecini hızlandıran bir hamle olarak değerlendirilmektedir. Tüzel kişilerin KKM hesapları, sisteme dâhil olduklarından bu yana önemli bir döviz talebi yaratmıştı. Merkez Bankası, artık bu hesaplara yeni girişlerin engellenmesiyle birlikte, döviz talebinin ve dövize bağlı risklerin azaltılmasını amaçlamaktadır.
Ekonomiye Olası Etkileri
Bu değişikliğin ekonomi üzerinde çeşitli etkileri olabilir. Özellikle döviz talebindeki azalma, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini daha etkili bir şekilde yönetmesine yardımcı olabilir. Ancak, tüzel kişilerin bu sistemden çıkışı, bazı şirketlerin döviz talebine yönelebilmesine ve bu durumun rezervler üzerinde baskı oluşturmasına neden olabilir.
Likidite yönetimi açısından bakıldığında ise, bankacılık sisteminde fazla olan likiditenin azalması beklenebilir. Bu, Merkez Bankası’nın para politikalarını daha etkin bir şekilde uygulaması açısından bir fırsat yaratabilir. Ancak, bu süreç boyunca döviz kuru üzerinde bir baskı oluşabilir, bu yüzden Merkez Bankası’nın faiz politikaları ve piyasa beklentilerini dikkatlice yönetmesi gerekecektir.
Sonuç
Merkez Bankası’nın KKM ile ilgili son kararı, döviz kuru ve ekonomik istikrar açısından kritik bir adım olarak görülmektedir. Türk Lirası’nın değer kazanması ve döviz talebinin kontrollü bir şekilde yönetilmesi hedeflense de, bu kararın kısa vadede şirketler ve döviz piyasaları üzerinde bazı belirsizlikler yaratması muhtemeldir. Yine de Merkez Bankası’nın bu adımı, döviz kuru üzerindeki baskıları azaltmayı ve Türk Lirası’na güveni yeniden inşa etmeyi amaçlayan bir stratejinin parçasıdır.